2023 Türkiye için özel bir yıl, buna şüphe yok. Cumhuriyet’imiz bir yüzyılı devirip, ikinci asrına kavuşacak. Daha demokratik, daha özgürlükçü bir yönetimi ve daha adil bir refah dağılımını hayata geçiremez isek, üçüncü yüzyılı görmek bizden sonraki kuşaklar için hayal olabilir. Oysa bizden sonrakilere sadece bir vatan bırakmak yetmez, sağlam bir perspektif de sunmalıyız ki onlar da durmadan yollarına devam edecek gücü kendilerinde bulsunlar.
Temcit pilavı misali tekrara gerek yok, yapılacaklar bellidir. Bu alanlarda sağlam adımlar atmaya başlarsak Türkiye’nin önü açıktır.
Elbette bir günde ya da tek bir seçimle olacak iş değil ancak gene de bir yol ayrımında olduğumuz su götürmez bir gerçek.
Yeni yılın umutları yeşertmesini arzu ediyorsak, önce bizler kendi içimizdeki ümidi soldurmaktan kaçınmalıyız.
Bir anda her şey düzelmez, hayat bayram olmaz, tek bir tercih ya da kişiye bağlı değildir hiçbir değişim. Değişim sabır ve süreklilik gerektirir. “Küstüm, oynamıyorum” demek de bir tercih ama oyun gene de devam eder. O yüzden içinde kalmakta fayda var.
Ne aşırı iyimserliğe ne de çöküş getirecek karanlık düşünceleri zihnimizde sürekli beslemeye ihtiyacımız var. Kimileri karanlık rüyalar görse de yaşamın dinamikleri buna çoğu zaman müsade etmez.
Özlenen aydınlık ise insanlık tarihinde çok dar zamanlara sıkışmıştır her daim. Bu zamanlara denk gelmek talih işi olsa da karalar bağlamaya gerek yok.
O dar vakitli aydınlıklar sonraki kuşakların da yolunu ışıklandırır.
Sen o aydınlığın izini takip et, yolun açılacaktır. Aksi takdirde hem bugününü hem de yarını ıskalarsın. Gün gelir her şey düzelir, hatta unutulur, ama içinden vaktinde atamadığın karanlık ömrünü zehirlemiştir bir kere.
N.K.G.