Aşağı kata indiğinde serum bitmişti, telefondaki uygulamadan çağırdığı iri yarı sağlıkçı gençlerle sohbete koyulmuştu.
Kadını görünce “Siz ‘çocuk hasta’ deyince özel hemşire getirecektik biz de, on yedi imiş meğerse” dedi, şen ile şuh arası bir kahkaha patlattı.
Odadaki iki çocuğa da bulaştı kahkahası, beyaz duvarlarda yankılanıp kadının yüzünde bir kez daha patladı.
Haklınız, ağız alışkanlığı
Küçük, hafif adımlarla seğirterek, sağa sola dağıttığı tıbbi pılı pırtıyı seri hareketlerle çantasına geri koymaya devam ediyordu bir yandan da.
Sizi ne diye kaydedeyim telefona?
Fetullah benim adım
Genç adamın yirmi yıl önce içine doğduğu ev, anası babası canlandı kadının gözünde.
Kadının düşünceleri soluk bir tablo halinde odanın içinde belirdi. Penceredeki dolunay iyice büyüdü, tabloyu aydınlattı.
Fetullah da görmüştü resmi; “Yakında değiştireceğim, bana pek uymuyor da” dedi.
Gülümseyerek ücreti uzattı kadın, elini sıkacak sandı ama Fetullah kadının parmaklarını hafifçe dudağına götürüp, “Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum, 7/24 emrinizdeyiz” dedi.
“Şahaneymiş” dedi kadın. Geldiği gibi uçarak gitti Fetullah.